Adım attığım ilk an itibarıyla beni büyüleyen şehir. Asırlar boyunca bir çok farklı kültüre ev sahipliği yapmış ve Endülüs bölgesinin başkenti olan Sevilla; tarih kokan sokakları, mimarisi, portakal ağaçları, gökyüzüne uzanan palmiyeleri, flamenkosu ve lezzetli tapasları ile rüya gibi bir şehir.

Hadi şimdi mutlaka yapılması gerekenler listesine bakıp, sonra isteyenler için Sevilla’nın tarih ve kültürünün derinliklerinde kaybolalım..

• Sevilla endülüs bölgesinin başkenti
• Yaz aylarında şehir inanılmaz sıcak, Nisan ayında tüm sokaklar portakal çiçeklerinin kokularıyla doluyor imkanın varsa ilkbaharda git
• Sevilla 30.000’in üzerinde portakal ağacı ile Dünyanın en fazla portakal ağacına sahip şehri
• Haritayı falan bir kenara bırak, tüm şehri yürüyerek keşfet
• Günlük programını yaparken siesta vaktine dikkat, çünkü çoğu yer kapalı!
• Ücretsiz şehir turlarına katıl, 2-3 saat sürüyor ve rehberler bahsiş usulü çalışıyor
• Çeşmelerden su içebilirsin, ayrıca yeme-içme de Avrupa’nın birçok yerine göre daha ucuz
• Santa Cruz Yahudi mahallesinin olduğu bölge, her karesi ayrı güzel, eski dar sokaklarını keşfetmeyi unutma
• Boğa Güreşi Arenasına gidip bu kültürü yakından tanı
• Guadalquivir Nehri kıyısında keyif yap
• Mutlaka Alcazar Sarayı’na git
• Mutlaka bir gün “little little into the middle” mottosu eşliğinde tapas gecesi yap
• Burası Flamenko’nun doğduğu şehir, mutlaka bir gösteri izle, “Museo del Baile Flamenco” ve “Casa de la Memoria” en iyilerinden
• Sevilla tarih boyunca bir çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş Bizet’in Carmen’i, Rossini’nin Sevilla Berberi, Mozart’ın Don Juan’ı, Beethoven’ın Fidelio’su bu şehirde geçen operalar
• Cervantes, Don Kişot’u Torro del Oro’da hapis yatarken yazmış
• Ünlü kaşif Kristof Kolomb Amerika’yı keşfedeceği yolculuk buradan başlamış